Son Oyun Lise dönemimden bu yana okuduğum ilk Ahmet Altan kitabım oldu. Neden bu kadar ara vermişim acaba diye düşünürken kitabı yarıladığımda Ahmet Altanın özgür ruhlu , muhteşem sevişgen , kadın ruhundan anlayan ,kültürlü ve bir o kadar yalnız erkek kahramanı ve etrafındaki mutsuz ve ona muhtaç kadınlarını özlemediğimi fark ettim. Ahmet Altan’ın okuduğum 8. kitabı olan Son Oyun beni şaşırtmadı ama sürükleyici değildi dersem de büyük haksızlık yapmış olurum.
Kitabın ismi büyük bir hesaplaşma , kurgulanmış bir Oyun okuyacağız izlenimi yaratsa da ben ortada Son bir Oyun göremedim. Tamamen merka uyandırması için seçilmiş bir isim olduğunu düşünüyorum.
Yer yer tasvirlerini okurken kendimi Livaneli okur gibi hissettim. Ve hatta kitaba ilk başladığım da yalnız adam ,eski bir kasaba , evde bir gündelikçi derken kendimi Kardeşimin Hikayesini okuyor zannettim. Sonraları Kasabanın hazineleri, kasaba ahalisi, iyiler ve kötüler ,iktidar hırsı aklıma yine Livaneli’nin SON ADA sını getirdi. Okuyup aynı hisseden var mı çok merak ediyorum.
Ahmet Altan evet akıcı yazıyor, evet sonunun çok da sürpriz olmayacağını baştan tahmin ediyorsunuz (Zaten öldürebileceği maksimum 4 karakter var), ve evet kitap bittiğinde tuhaf bir şekilde üzülüyorsunuz.
Kitabın bir çok bölümünde ana karakterin tanrı ile hesaplaşmasını okuyoruz. Bazı yerleri gerçekten ironik olsa da çokça sıkıcı.
Konusuna gelirsek ; Bir kasaba düşünün ki cennet gibi bir sahili olsun ama kimse denize girmesin, bir kasaba düşünün ki kahvede çayınızı yudumlarken adamın biri gelip yan masanızdaki adamı vurup oracıkta öldürebilsin , bir kasaba düşünün ki Belediye başkanının fedaileri arkasına polisi kasabanın en köklü ailesinin fedaileri de jandarmayı alsın ve ölümler sıradanlaşsın,kimse ses çıkaramasın.
Ve bu kasabaya yolu düşen bir yazar düşünün ; ilk önceleri dışlanan sonrasında herkesin akıl danıştığı , biraz hafiye biraz korkak, kadınları asla geri çevirmeyen…
Sonuç olarak büyük beklentiler olmadan okunması gereken ,güzel vakit geçirmenizi sağlayacak ve aklınızın bir köşesinde güzel tarafları ile kalacak bir roman olmuş.
Ben kitabın kapağını kapatıp hikayeyi orada bırakmayı sevmem. Yazar da bu şansı bize veriyor neyse ki.
Bana kalırsa cinayet büyük bir yanlış anlama sonucu işlendi, sizce?
No comments:
Post a Comment