Sıcak, huzurlu kumsallardan merhaba demiştim en son. Dünyanın dışında bir yerlerdeymiş gibi hissettiğim, yılbaşı karları yağan cam fanusları andıran yalıtılmış günlerden sonra şehre döndük, hem de yirmi günden fazla oluyor döneli.
Meğer ne sevimsizmiş dünyaya dönmek, ellerim uzanmadı bloga. Şimdi o günlerden kalma fotoğraflardan biri var karşımda. Tazecik bahçe börülceleri, çıtır çıtır ayıklamıştım, kılçık mı haşa! Zeytinyağında önce soğanı sararmıştı hafiften, sonra domatesi ve de börülceleri, biraz tuz, azıcık da toz şekerle kendi haline bırakılmıştı tencereye, kısık ateşte.
Şimdi günler Eylül'ün hüznünü taşıyor bana, biraz da bu hüzünden sıyrılmak için blogu daha sık güncellemek niyetindeyim. Tez vakitte görüşmek üzere...
No comments:
Post a Comment