Country nevresimler...

 

 

Dekorasyonda,

counrty detaylardan gözümü alamazken,

uyurken de, böyle country detaylı bir nevresimin içinde uyumak istemem çokmu:)

 

alışveriş adres: Trendyol:):)

Canınız Pizza Çekerse...

Dün canım aniden pizza çekti. Öğlen saatleriydi, sokaktaydım ve çok acıkmıştım. Tarkan'a uğramıştım alışveriş için, Vegan Dükkân'a. Laf lafı açtı, peynir yapımından bahsettik, besin mayası aldım (nutritional yeast), pizza yapmaktan bahsettim... Bilirsiniz, blogda da var, çok da severim vegan pizzayı.


Birden aklıma geldi, 'sen miydin geçenlerde vegan pizza paylaşan bir yerlerde' diye sordum. Instagram'da paylaşmıştı Tarkan bir vegan pizza fotoğrafı, hatırlattı bana. O pizza yediği yeri tarif etti ve pek övdü. Hemen internetten telefonu bulup aradım.


Son derece ilgili bir şekilde her soruma cevap verdiler. Ben Cihangir'deydim, pizzacı ise Tophane ve Karaköy arasında Kılıç Ali Paşa Camii'ne pek yakın bir yerde. Yürüme mesafesi ile bilemedin 15 dakika. Kendime vakit ayırmaya ve orada pizza yemeğe karar verdim.


İyi ki de öyle yapmışım. Rehber olarak zaten İstanbul'da en sevdiğim muhitler Galata ve Karaköy'dür. Oralarda devamlı bir keşif peşinde koşarım. Komodor adlı bu mekânın sokağı rüya gibi. Çok şeker. Mekânı hemen buldum ve içeri daldım.

Harika bir yer, minicik ama çok şirin. Küçücük bir bahçesi de var, kış olduğu için kapatılmış ve ısıtması da var haliyle. Ben bahçede oturdum.


Duyarlı insanlar... Veganlığın aslında temel beslenme biçimi olduğunun bilincindeler ve listelerine bir de vegan pizza eklemişler.

Pizza yemek isteyen herkes için hoş bir mekân, harika salatalar da var. Pizza için sosu kendiniz seçebilirsiniz. Değişik soslar var. Ben domates sosun üzerine biraz közlenmiş patlıcan sosu istedim ve gerisini bildikleri gibi yaptılar.


Pizza gelene kadar bir yeşil çay istedim. İyi ki istemişim, gerek sunumu gekerse tadı harikaydı. İçmeye doyamadım...

Pizza'nın yanında da Sorel tavsiye ettiler. İyi ki onu da denemişim, onun da tadı muhteşemdi. Hibiskus, zencefil ve limonlu Komodor gazozu.


Pizza çok başarılıydı. Günümü güzelleştirdi bu mekân. Yediğim ve içtiğim, yaptığım sohbet cidden paha biçilmezdi.


Aslında pizzanıza istediğiniz pek çok şey ekletebilirsiniz. Böyle bir imkân da var. Meselâ Urla zeytini, mantar, közlenmiş biber, badem vs.


Broşürlerinde şöyle yazıyor:


Komodor, küçücük, tek kişilik mutfağında İtalya yerine Ege Bölgesi'nde icat edilmiş, endemik, orijinal ve alternatif pizzalar hayal edip üretiyor.


Ege'ye has ürünler ve pişirme biçimleri, Ege'den gelen en sağlıklı ve taze malzemelerle, Komodor'un 'slow food' kültürüyle fırında pişiyor.


Komodor'un başka bir yerde yiyemeyeceğinize inandığımız tadları, Ege Bölgesi'nde yetişen ürünlerin mevsimine bağlı olarak sürekli değişiyor.


Belki de bu beni en çok cezbeden tarafı oldu Komodor'un.


Bundan sonra müdavimlerindenim ve takipteyim. Bakalım neler üretecekler daha?


Şimdilik yalnızca Cihangir'e servisleri de var, hatırlatayım.


Adres: Kılıç Ali Paşa Mescidi Sokak - Karaköy / İstanbul


Telefon: 0212 293 53 00

33. Hafta Deliksiz Uyku Nasıl Bir Şeydi?

33. haftalık hamileden selamlar blog! 

Sahi deliksiz uyumak nasıl bir şeydi hatırlamaya çalışıyorum ama olmuyor.

Gece en az iki kere tuvalete git, arada uyumaya çalış, dön dur derken hiç uyuyamıyorum.

Gitmeyecek olsam bile hap içmek için uyanmak durumundayım; çünkü bu tiroid hapı aç karna, kahvaltıdan en az yarım saat önce içiliyor. Eee sabahları uyanıp aman hapımı içeyim, keyifle hazırlanayım yarım saat geçmiş olur zaten diyemeyeceğim için saat beş, altı gibi artık ne ara uyanırsam hapı içip 6.30'a kadar uyumaya çalışıyorum. 

Sola dönüyorum, 10 dk. sonra sıkılıyorum, sağa döneyim derken 10 dk. geçiyor zaten. Döndükten sonra o tarafta da 20-30 dakika yatıp yine dönme ihtiyacı hissediyorum, böyle sabaha kadar devam ediyoruz.

Giyecek çok alternatif olmadığı için seçim yapmak zor olmuyor. Makyaj yapan bir insan zaten değildim, onu da geç, azıcık saçı başı düzeltince hazır oluyorum.

33. hafta itibariyle göbeğimden aşağısıyla irtibatı kestim. Akşam eşim hani benim oğlum diye severken, oha göbeğinin altı ne biçim çatlamış harita gibi dedi, moralim bozuldu. Niye ağlıyorum sanıyorsun ben çatlamış diyorum inanmıyorsun nidaları eşliğinde birkaç dakikadan sonra sakinleştim. Görmüyordum, mutlu mesut yaşıyordum ben ne güzel, ne vardı sanki hatırlatacak. Gerçi çatlaklar göbeğe doğru çıkarak zorla kendilerini göstermeye çalışıyorlar. Yine içim rahat etmedi, aynada zar zor baktım; çok da bir şey yokmuş eski halinde duruyorlar şimdilik de benim artık umudum kalmadı. O kadar kremlen, yağlan bir işe yaramasın! Aslında onları sürmesem daha çok olurdu belki; çünkü daha 3. ayda kızarıklıklar başladı bende.

Sonracıma çene bölgemde ciddi koyulaşmalar var. Allah vergisi pürüzsüz bir cildim olduğu için bugüne kadar sivilceyle bilmem neyle uğraşan hemcinslerime çok da anlamadan bakardım; insan ayna karşısında nasıl bu kadar vakit geçirir derdim; bir dertleri varmış ki yapıyorlarmış.  Bünye de kreme, bakım ürünü kullanmaya,  o ürünlere para vermeye alışmamış, hamileyken de öyle kafana göre her şeyi kullanamazsın şimdilik bekliyoruz. Doğumdan sonra kendiliğinden geçer diyorlar bakalım. Aynısını boynumda çıkan pürüzler için de umuyorum.

Bu THS da canımı sıkmaya başladı. Zaten bir şey olacağı varsa olmuştur şimdiye kadar. Böyle düşündükçe daha kötü oldum. Hamileliğin ilk haftalarında kan testi yapılıyor, sonra şeker testine kadar bir şey yapılmıyor.  İkili test, üçlü test tonla şey var; ama normal değerlere bakılmıyor. Bir daha hamile olursam her ay gidip normal demire, hormanlara falan bakan kan testi yaptıracağım.   Zaten bu ikili, üçlü test biraz gereksiz geliyor. Eee risk varsa ne yapacağız?

Endokrin doktoru çok rahattı, 3lü değerler sizi, bebeği olumsuz etkileyecek şeyler değil, bir sürü kadın hiç kontrol edilmediği için haberi bile olmuyor, bir etkisi de olmuyor falan filan dedi.  İyi bari!

Sonunda oğluma yatak aldık!

Ben ve eşim artık park yatak konusunda baya ikna olmuştuk ki, annem illa mobilya alın diye diretince iyi madem dedik. Baştan beri gönlüm mobilyadan yanaydı zaten de acaba park yatak mı olsa diye aklımın bir köşesini de kurcalıyordu sürekli.   Gerçi bana yine bir park yatak da alacağız gibi geliyor ya bekleyip göreceğiz.

Cuma günü bir arkadaşın Ulus Konya sokakta bir sürü uygun fiyatlı bebek mağazası var tavsiyesi üzerine gittik, o kadar da çok dükkan yokmuş. Üç dükkan gördük biz. İlkine girdik bu beşiği beğendik hemen. Gelmişken diğerlerine de bakalım adet  yerini bulsun diyerek baktık. İkincisinde daha uygun fiyatlı olanlar da vardı; ancak malzeme farklı tabi. Sunta, mdf, yok boyası falan fark ediyor. Bir de ikinci dükkanda çalışan genç çocuk sürekli abla bak bunlar boya, bunlar kaplama falan filan diye bir sürü muhabbet etti. Yahu kaplama da o cartlak yeşil, pembe şeyleri  neyle boyuyorlar peki? Üçüncü dükkandaki adamın yenge boyasız diyen yalan söyler demesiyle hıı tamam dedik. Boyasız diye bir şey yok, önemli olan nasıl boya kullanıldığı.

Her alışverişimizde olduğu gibi dönüp dolaşıp ilk beğendiğimizi aldık. Dün getirip iki dakikada kurdular. İkea'nın klasik modellerini de beğeniyordum ben aslında; ama onlarda sallanma, çekmece gibi özellikler yok.  Sallamadan uyutmayı planlasak da ne kadar mümkün olacak bilemediğimizden aman azıcık sallanıversin diyerek bu modeli beğendik. Yatağımızla gardobun arasına yerleştirdik ay çok cici oldu falan filan derken; akşam yatınca dank etti ki böyle durduğunda ben o kenarından görünen yeşil kısımda yatarken hiç bir şey göremiyorum ki! Bir süre aman canım ağlarsa duyarım, millet ayrı odada yatırıyor bir şey mi oluyor diye kendimi avuttum; ama olmadı!  İlk başta önündeki asansörlü kısmı çıkarıp yatağa dayamayı düşünmüştük; ama o zaman da çekmecelerini kullanamayız. Diğer tarafı mı yanaştırsak dedik, ama bütün modeller aynı, çekmeceli taraf çıkıyor, arka tarafı sabit. 

Ben en son aman olmadı kocamı yataktan def edip, Oğuzalp'i hamile yastığının ortasında yatırırım ki gibi bir çözüm buldum. Nasıl ama? 

Neyse ki odanın ortasında da azıcık boş alan var. En kötü ihtimal ortaya bir yere alırız.  

Sıra geldi kıyafetleri yıkayıp hazırlamaya. Dün bir posta yıkadım; aman yarabbim yıkarken içim gidiyordu. Kıyafetlerinde deterjan kalır mı, iyi durulanır mı, çeker mi, rengi nolur, kaç derecede yıkasam derken çocuğu doğurmaya yaklaştım. Eskilerden yünlü bir battaniye vardı çok kalın. Onunla bir iki kadife tulumu yıkadım, kıyefetlerin üzerine battaniyeden çıkan tüyler bulaşmış. Hani böyle plastik gibi şeffaf renkli tüyler çıkıyor ya, işte onlardan. Anne ya, bu ne biçim battaniye diye saya saya tulumlardan tüy ayıkladım. Bir daha pamuklu olmayan bir şeyi kullanırsam. 

Bu yazıyı yazarken hala uyukluyorum. Gece uyuyama, gündüz sürekli uyukla. 

Bundan sonraki birkaç yıl böyle yaşayacağım için alışsam iyi olacak

-Resen Terk Sorgulama, Re'sen Terk Öğrenme

---SPONSOR BAĞLANTILAR---

Re'sen Terk Sorgulaması ve Öğrenme

Herhangi bir belge düzenleyen mükellefin, belgenin düzenlendiği tarihte resen terk ettirilip veya resen terk ettirilmediği sorgulamasını Gelir İdaresi Başkanlığı resmi internet adresinden yapmanız en güvenli yoldur. 2004/13 sayılı genelge gereğince resen terk ettirilen mükelleflere ait sorgulamada, sorgulayan kişinin T.C kimlik numarası, Sorgulanacak kişinin veya kurumun bilgileri bölümüne T.C kimlik numarası, vergi kimlik numarası, tarih gibi istenen bilgiler girildiği taktirte, resen terk durumu hakkında sorgulama yapabilisiniz. Resen terk sorgulamayı aşağıdaki adresten yapabilirsiniz.

https://intvd.gib.gov.tr/internetvd/template.jsp?page=IVD_RESENTERK_MUK_VKN_GIRIS

BU YAZIYA YORUM YAPIN...

Tweet

yeleklerim

Merhabalar sevgili site takipçilerimiz. Yogun talep üzerine sizlere bugün yeleklerim makalesini paylasmaya karar verdik.

Bu yazi hakkinda daha cok yazi bulabileceginiz onerdigimiz bir web sayfasi : tığ işi bayan örgü yelek modelleri anlatımlı

keyifli islerim sizlerle:)

sukurler olsun..

blogumdaki sorunlardan simdilik kurtuldum..

en zoru paylastiklarimin sizlerle bulusmamasiydi..ve bunu baska blog arkadaslarimdan duymadim

can kusumun oglusu sayesinde ...tesekkurler bilalcim :)

 cok buyuk bir ozenle islemeye devam...

dikkatinizi cekerim,bunlarda kirmizi:)

ama seker gibiler...ikizler bakalim nasil sekillenecek?

bir evvelki paylasimimda kareler gelmisti...ama sizlere ulasmamisti

tekrar paylasmak istedim

hangisini begeniceginizi merak ediyorum...

benim favorim...hepsi:)))))))))))

 hic birini birbirinden ayiramiyorum...atolyem bitince hepsi yerlerini bulunca...

dahada keyifli gozukucekler..eminim

 dikerken..cok heyecandim:)

bitmisleri nasil olucak diye...bitince hosuma gittiler

gittim geldim seyrettim:)asagidaki kareler dikme safhasinda cekilenler

yeni mitiller diktim ,eyyafla doldurdum

arka yuzlerinide onlara yakisan bir kumasla calistim..

iste boyle..

birde unutmadan...kirmizi bir  cicek aldim..minik atolyeme nese katsin diye:)))))

sizlerin dusunceleri benim icin cok degerli...fikirlerinizi icinizden geldigi gibi yazmanizi bekliyorum

ben sizleri ozlemisim,,,ya sizler?

sevgiyle kalin...

boncuktan peçete ve fiyatları

Merhabalar degerli site takipçilerimiz. Yogun istek aldigimiz icin sizlere bugün boncuktan peçete ve fiyatları makalesini yayinlamaya karar verdik.

"İlginize Teşekkür Ederim Fakat Bu Modelden Yalnızca 6 adet Çalışılmıştır ve Satılmıştır. "

Devamı yoktur!

Benzer modeller tasarlanacaktır.

Biraz daha sadelikten hoşlananlar için tasarlanmıştır. Boncukların renkleri yemek takımınızla uyumlu olarak değiştirilebilir.

Şuan bu boncuklarla fiyatı uygundur fakat, istenirse taşlı ve daha parlak boncuklar da dikilebilir o orantıda fiyatta da artış olur.

İstege göre 4'lü, 6'lı, 8'li ve 12'li olarak satılır.

Siparişiniz ve fiyat bilgisi için keyiflihobiler@gmail.com adresine mail atınız.

Kargo alıcıya aittir.

Bu yazi ile alakali daha fazla bilgi gorebileceginiz onemli bir web kaynagi : boncuklu peçete modelleri ve fiyatları

2013 nakis modelleri

Merhaba degerli site okurlarimiz. Yogun istek üzerine sizlere bugün 2013 nakis modelleri yazisini sunmaya karar verdik.

2012-2013 Eğitim dönemi eserlerinin sergilendiği 16.İsmek sergisi 8 Haziran'da Feshane'de açıldı.

Unutmadan hatırlatayım yarın serginin son günü bitmeden gidip ziyaret edebilirsiniz.

Her yıl sergi resimlerini yayınladığım için bu yıl da sergiye gidip bol bol resim çektim.

Geçen hafta Perşembe günü (13 Haziran) Feshane'ye gittim.

Sergi resimlerini tek tek çekmek çok vakit aldığı için sabah 11'de Feshane'deydim.

Akşam 17.30'a kadar hiç mola vermeden resim çektim.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da 2 fotoğraf makinesi ile sergiye gittim.

Geçen yıl kullandığım makinelerden birisi bozulduğu için Kasım ayında yeni bir makine (Panasonic-Lumix DMC-FS40) aldım.

Makinem iyi, çok memnunum ama kendi pili olduğu için dışarıda pili bittiği zaman marketten kalem pil alıp, takayım gibi bir şey söz konusu bile değil.

Sergide bazı stantlarda yetersiz ışıklandırma ya da ters ışık olduğu için mecburen sık sık flaş kullandım, bu da pilinin daha çabuk bitmesine sebep oldu.

Bütün yük diğer makinemin üzerine kaldı, onun da 2 defa pili bitti, yanımda getirdiğim yedek pillerde bitince mecburen dışarı çıkıp, pil aldım, geri gelip resim çekmeye devam ettim.

Hani deyim yerindeyse pilimin son damlasına kadar resim çektim : )

Bu yılki sergiden hatırlayacağım tek olumsuzluk bu pil sorunu oldu.

Bu yıl sergide her branşa yer ayrılmıştı ama daha kısıtlı yer ayrılmıştı, bu yüzden ürün sayısı daha azdı.

Geçen yıl 3.500 resim çekmiştim ama bu yıl 2.500 resimle eve döndüm.

Bu durum, benden daha çok resim bekleyenler için kötü oldu ama ben daha az ürün olduğu için daha rahat çalışıp, işimi bitirdim.

Eskiden Haliç salonunda el sanatlarına yer verilirdi, bu yıl o salon olduğu gibi resim-fotoğraf ve Türk İslam sanatlarına ayrılmıştı.

Küçük Bedesten salonunda ise ödül almış olan eserler vardı.

II.Mahmut salonunda ise el sanatları-atölyeler-meslek eğitim stantları bir aradaydı.

Şimdi sizi serginin genel bir görünümünden oluşan resimlerle başbaşa bırakıyorum.

Unutmayın bu özet bölüm, bütün branşların (bu bölümde resmi olmasa bile) ayrıntılı resimlerini ayrıca yayınlayacağım.

2013 İSMEK FESHANE SERGİSİ;

Sergiyi gezmeye her zaman Haliç salonundan başlarım.

Bu yıl da önce Haliç salonuna girdim, karşıma Resim branşına ait eserler çıktı.

Ortalık o kadar sakin ve huzurluydu ki "iyi ki bugün gelmişim" dedim.

Resim çekerek dolaşmaya başladım ama baktım ki Haliç salonun da el sanatlarına ait hiç bir bölüm yok.

Bende vakit kaybetmemek ve makinelerimin pili ve performansı sağlamken el sanatlarını çekmek için salondan çıktım.

Salona girerken üstte ki tabelayı fark etmemişim.

Tabelada içeride sergilenen branşların ismi yazıyormuş.

Bütün salon sanat galerisi gibi hazırlanmış, resim-fotoğraf-desen tasarımı-mozaik-çakıl taşı ile resim-çini-seramik-tezhip-minyatür-hat-ebru-v.b eserlerin hepsi Haliç salonunda sergilenmiş.

Fonda hafif bir müzikle kendinizi gerçek bir sanat galerisinde gibi hissediyorsunuz.

Günün sonunda tekrar buraya gelmek üzere II.Mahmut salonuna yöneldim.

Bu sefer içerde sergilenen branşların olduğu tabelayı es geçmedim.

Aradığım bütün branşlar bu salondaydı.

Sergi resimleri arasında en çok talebi el sanatları branşları (el nakışı-iğne oyası-makine nakışı-kurdele nakışı-mefruşat v.b) gibi eserler görüyor.

Her zaman ki gibi salon için çok şık bir dekorasyon hazırlanmıştı.

 

Hani Haliç salonunun sakinliğini görünce iyi ki bugün gelmişim demiştim ya, aslında asıl kalabalık II.Mahmut salonundaymış.

Kalabalık-gürültü, kuaförlük ve cilt bakımı standından gelen yüksek sesli popüler müzikle neye uğradığımı şaşırdım : )

Ben mümkün oldukça ilk hafta sergiye gitmezdim ama o gün benim için çok müsaitti, gittim.

Okulların henüz kapanmadığını, herkesin tatile çıkmadan önce sergiyi görmek istediğini unutmuşum.

Kalabalığın tek olumsuz tarafı standın genel bir resmini çekemiyorsunuz, herkes ürünlerin resmini çekmeye çalışırken aradan sıyrılıp resim çekmeye çalışıyorsunuz, daha çok vakit kaybediyorsunuz.

İğne Oyası

Her yıl en çok ilgiyi ve talebi iğne oyası branşı alıyor, bu yüzden en çok burası vaktimi alıyor.

Bu yıl yine muhteşem eserler hazırlanmıştı.

Stant başlarında iğne oyasından üzüm salkımları, inci çiçekleri vardı.

Hepsinin ayrıntılı resimlerini ayrıca yayınlayacağım.

Kurdele Nakışı az ama öz eserlerle sergide ki yerini almıştı.

Bu yatak örtüsüne bayıldım, en ince ayrıntısına kadar resimlerini çektim.

Hepsini buradan yayınlayacağım.

Yine kurdele nakışına ait bir bölüm, bu grupta ağır başlı havası ile göz dolduruyordu.

Bu yıl sergide ki bütün yatak örtüleri yatak hafif yukarı kalkmış şekilde sergileniyordu.

Bu şekilde yatağa karşıdan baktığınızda örtünün bütün ayrıntılarını görebiliyorsunuz.

Makine Nakışı bölümüne ait stant.

Bu yıl sergide çok sayıda bindallı ve kaftan tarzı çalışmalar vardı.

Makine nakışına ait resimleri de daha sonra ayrıca yayınlayacağım, bu görmüş olduğunuz eserleri o resimlerde daha yakından görebilirsiniz.

Tel kırma ve Alüminyum folyo branşı birbirinden güzel eserler ortaya çıkarmış.

Sergi de ürünlerinin güzelliği ve çokluğu ile göz kamaştırdılar.

El Nakışı.

El emeği göz nuru birbirinden güzel eserler hazırlanmıştı, hepsinin ayrıntılı resimlerini yayınlayacağım.

Çeyiz Ürünleri Hazırlama yani Mefruşat bölümüne ait stantta 3 yatak odası takımı ve 1 bebek beşiği çalışması vardı.

Ahşap ve kumaş boyama bölümüne ait eserler ayrı ayrı kompozisyon hazırlanarak sergilenmişti.

Mesela üstteki bölümümün konusu bıcır bıcır muffin modellerinden oluşan örtü ve mutfak eşyalarıydı.

Kartpostal ve mektup temalı üstteki takım da çok şıktı.

Üstte ki eserde en sevdiğim temalardan olan marin (deniz-denizcilik) teması kullanılmıştı.

Şiş dantel bölümü birbirinden güzel eserlerle sergide ki yerini almıştı.

Tabii kumaş çiçek yapımı yani eski adı ile suni çiçek bölümünün bütün ürünlerine bayıldım.

En sevdiğim ve şaşırdığım stantlardan birisi bu  oldu.

Giyim Üretim Teknolojileri, bu yıl stantların küçülmesi sebebi ile geçen yıllara oranla daha az ürün vardı.

Bu branşa ait giyim bölümünden sadece 32 resim çekmişim : (

 

Modelistlik ve Stilistlik branşları her yıl muhteşem vitrin ya da stant çalışmaları yaptıkları için çalışmalarını ve sunumlarını merakla bekliyorum.

Bu yılda çok şık vitrin çalışmaları vardı.

Modelistlik bölümünde ki mezuralı dekor ve stilistlikte ki toplu iğneler çok hoşuma gitti.

 Trikotaj

Şiş Örücülüğü

Yiyecek-İçecek Hizmetleri bölümünde bu yıl bol bol pasta, muffin ve tatlı sunumları vardı.

Üstte ki resimde gözleriniz sizi yanıltmıyor, masa-sandalye ve masanın üzerinde ki her şey duvarda duruyor.

Her yıl yiyecek içecek hizmetleri ya da aşçılık bölümüne ait stantta çeşit çeşit yemek sunumları yapılırdı, bu yıl inanılmaz güzellikte ve profesyonellikte pastalar sergileniyordu.

Takı tasarım bölümünde bazı eserler camlı bölümlerde sergileniyordu, resim çekerken camın yansıması yüzünden bazı eserlerin resimleri çok net çıkmadı.

Takı tasarım bölümünün dekor çalışması da çok güzeldi.

Kırkyama.

Kırkyama bölümüde çok güzel eserler hazırlamıştı.

Özellikle İstanbul silüetli ve kelebekli çalışmaya bayıldım.

Nikah şekeri yapımı bölümü bu yılda bıcır bıcır bir stant hazırlamıştı.

Stantta lunaparklarda ki gibi kafanızı koyup, resim çektirebileceğiniz gelin damat figürü vardı.

İsteyen herkese (ücretli) hint kınası yapılıyordu.

İpek boyama ve vitray bu yıl birlikte sergileniyordu.

 Üç Boyutlu Şekillendirme (Rölyef)

Bu yıl Rölyef bölümünün de daha az eseri sergileniyordu.

Rölyefin Haliç salonunda olmamasına şaşırdım, rölyef tam o salonda ki eserlere uygun bir branş.

Filografi.

 Gravür (Ahşap Yakma)

Bu yıl eserlerinin güzelliği ve çokluğu sebebi ile beni şaşırtan branşlardan birisi de Gravür oldu.

Engelliler merkezlerinin ürünleri de sergide ki yerini almıştı.

Stantta ürünlerin satışı yapılıyordu.

Ev aksesuarları bu yıl beni hayal kırıklığına uğrattı.

Geçen yıl ki muhteşem standından sonra bu yıl ki standı ve sergilenen eserler çok sönüktü.

 Kayışdağı Darülaceze sakinlerinin hazırladığı eserler.

Atölyeler.

İlgi duyduğunuz branşın eserlerinin nasıl hazırlandığını görmeniz ve bilgi almanız için salonun önemli bir kısmını atölyelere ayırmışlar.

Kitre bebek atölyesi.

Son anda kitre bebek için ayrıca bir sergi standı olmadığını sadece atölye bölümünde ki eserlerin sergilendiğini fark ettim, resimlerini çektim.

Kuyumculuk Atölyesi.

 Resim Atölyesi.

 Bahçe bakımı bölümü çok güzel ve sevimli bir stant hazırlamış, resimlerini ayrıca yayınlayacağım.

Ve tekrar Haliç salonundayım.

Sanat galerisi şeklinde hazırlanmış salonda gezip, gerçekten dinleniyorum.

Burada II.Mahmut salonunda ki curcuna-kalabalık ve gürültü yok.

Her yıl büyük bir merakla beklediğim resim bölümünde projelerin, eserlerin hepsine hayran oldum.

Resim bölümünün muhteşem çalışmalarından birisi.

Fotoğraf.

Kaligrafi bölümünün hazırladığı muhteşem eser Esma-ül Hüsna.

Çini ve seramik bölümü de salonda ki yerini almıştı, ayrıntılı resimlerini daha sonra yayınlayacağım.

Kat'ı Sanatı

Kat'ı Sanatından 2-3 yıl önce haberim oldu, daha önce bilmiyordum.

Şimdi sergide ki eserlerini büyük bir hayranlıkla takip ediyorum.

Ayrıntılı resimlerini daha sonra yayınlayacağım.

Her yıl Türk İslam sanatlarına ev sahipliği yapan Küçük Bedesten salonu bu yıl, branş yarışmalarında dereceye giren eserlere ev sahipliği yapıyordu.

Ne yazık ki Küçük Bedesten'de sadece makine nakışının resimlerini çekebildim.

Eser sahiplerinin isimlerini bile tam olarak çekemedim.

Pilimin son damlasına kadar resim çektim.

Şimdi resimleri düzenlemek için uğraşıyorum.

29 Haziran'da yeğenimin düğünü var, önümüzde ki günlerde yoğun günler geçireceğim.

Düğünden sonra fırsatını bulduğum anda branş resimlerini yayınlamaya başlayacağım.

Görüşmek üzere....

Bu makale ile alakali daha detayli bilgi bulabileceginiz tavsiye ettigimiz bir web sitesi : dantel namazlık modelleri